Abdüsselâm el-Esmer Hazretleri, Şeyh Abdülvâhid ed-Dükâli’nin yanında yedi sene boyunca kalarak, tasavvuf eğitimi alır. Şeyhine sarsılmaz bir sadakatle bağlıdır.
Bir kış gecesi Şeyh Dükâli, Abdüsselâm el-Esmer Hazretlerinden, yaklaşık dört kilometre uzaklıktaki bir çeşmeden kırba ile su getirmesini ister. Abdüsselâm el-Esmer Hazretleri kırbayı su ile doldurur ve ağzını sıkı sıkı bağlar. Fakat köye yaklaşınca, kırbadaki suyun boşaldığını farkeder. Bu durum aynı şekilde, sabaha kadar devam eder. Son olarak, suyu tekrar doldurur, fakat bu defa kırbanın ağzını kapamadan Şeyh’inin kapısına gelir. Bu defa, suyun boşalmadığını görür. Bunun üzerine Şeyh Dükâli, Abdüsselâm el-Esmer Hazretlerine ‘Artık kemâle erdin, benim yanımdan ayrılma zamanın geldi, çünkü benim sana gösterebileceğim ve öğretebileceğim bir şey kalmadı,’ der.
Abdüsselâm el-Esmer Hazretleri bundan sonra birçok mürşidi ziyaret ederek, kendilerinden feyz alır. Bu veliler arasında özellikle Seyyid Abdül Ibad, Seyyid Abdül Nebi İbni Abdül Mevlâ, Seyyid Abdül Osaci ve Seyyid Muhammed Abdurrahman bilinmektedir.
Abdüsselâm el-Esmer Hazretleri aradan yıllar geçtikten sonra annesinin ziyaretine gider ve o sırada gözleri görmeyen annesinin yanında, annesinin vefatına kadar kalır. Daha sonra çeşitli seyahatlere çıkarak, bir çok büyük evliyânın ve Şeyh’lerin kabirlerini ziyaret eder. Ziyaretlerinden sonra bazı vazifelerini yerine getirmek üzere Ballafalayin ve Cebel Zağvan’a gider. Bu bölgede bir süre kaldıktan sonra tekrar Zileytin’e döner ve burada irşad faaliyetlerine başlar.